loading...
Facebookta paylaş

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ KOMPOZİSYONLAR - 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER YAZILAR


29 ekim şiirleri, 29 ekim cumhuriyet bayramı şiirleri, 29 ekim yazıları, 29 ekim cumhuriyet bayramı anlam ve önemi, cumhuriyet bayramı şiirleri, cumhuriyet bayramı ile ilgili yazı, cumhuriyet bayramı ile ilgili kompozisyon, 29 ekim 2013, yirmi dokuz ekim cumhuriyet bayramı, 29 ekimde ne oldu,


Ekim ayının yaklaşması ile birlikte akıllara ilk resmi bayram olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı geliyor. Her yıl okullarda coşku ve heyecanla kutlanan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı bu sene de kutlanmaya devam edecek.

Her yıl Cumhuriyetimizin kuruluşunun yıldönümü olarak kutlanan bu bayram yurt genelinde resmi tatil de ilan edilmiştir. Bu nedenle öğrencileri en çok sevindirecek haber ise 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Salı gününe denk geliyor. 28 Ekim Pazartesi öğleden sonra tatil ve 29 Ekim Salı günü ise resmi tatildir.
Öğrencilerin okullarda coşku ile kutlayacakları bayram olan 29 Ekim Cumhuriyet bayramı ile ilgili www.bugunkihaber.blogspot.com olarak sizlere ve bu yazımızda 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının anlam ve önemini, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ile ilgili kompozisyonlar ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ile ilgili şiirleri derledik.



Cumhuriyetin Anlamı ve Önemi 

Cumhuriyet, egemenliğin kaynağının millete ait olduğunu kabul eden bir devlet şekli olup; dolayısıyla devletin temel organlarının seçimle iş başına geldiği bir yönetim biçimidir. Bu rejimde Devlet Başkanı olan Cumhurbaşkanı da milletçe veya milletin temsilcisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilir.

Cumhuriyet yönetimi bu niteliği ile şüphesiz ki demokrasinin en gelişmiş şekli, demokrasi prensibinin en iyi uygulanmasını temin eden bir siyasi rejimdir. Cumhuriyet yönetiminin birinci özelliği, seçim esasına dayanan bir idare olmasıdır. Bu seçim de gerek seçme gerekse seçilme hakkı bakımından belli bir kişiye, belli bir zümreye, belli bir sınıfa ayrıcalık tanınmaz. Cumhuriyetle yönetilen bir devlette seçimle iş başına gelenlerin görev süresi belli bir dönemi kapsar. Bir görevin babadan oğula geçmesi gibi bir usul de cumhuriyet rejiminde bulunmaz.

Cumhuriyet yönetiminde kaydı hayat şartı ile bir görev söz konusu olamaz. Cumhuriyet rejiminin ikinci bir özelliği, kişi, zümre ve sınıf yararını değil, kamu yararını ön planda tutan, kamu yararına dayanan bir yönetim şekli olmasıdır. Çünkü cumhuriyet rejimi, kuvvetini, dayanağını kişi, zümre ve sınıf hakimiyetinden değil, geniş halk kitlesinden, millet iradesinden almaktadır.



Cumhuriyetin Milletimize Kazandırdıkları 

Cumhuriyet rejimi, memleketimize, milletimize sayılamayacak kadar çok şeyler kazandırmıştır. Bir kere cumhuriyet yönetimi, devlet hayatımıza, siyasi hayatımıza egemenliğin bir şahsa, bir zümreye, bir sınıfa değil, millete ait olduğu gerçeğini kazandırmıştır.
Cumhuriyet rejiminin, bütün vatandaşları kanun önünde eşit sayması, onlar arasında hiçbir ayrıcalık tanımaması, onların devlet yönetimine eşit olarak katılımını sağlaması, vatandaşların temel hak ve hürriyetlerini devlet teminatı altına alışı, millî birlik ve beraberliğimiz açısından da birleştirici, pekiştirici olmuş, millî sınırlarımız içinde hiçbir ayrıcalık yapmaksızın bütün vatandaşlarımızın paylaştığı, yararlandığı, bu nedenle korumaya ve yaşatmaya kararlı olduğu bir idare haline gelmiştir. Cumhuriyet rejimi aynı zamanda, insan unsuruna verdiği değer, insan hak ve hürriyetlerine gösterdiği saygı nedeniyledir ki, çağdaşlaşmayı, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı en iyi şekilde gerçekleştiren bir ortam oluşturmuştur.

Türkiye’nin çağ atlaması, milletimizin Atatürk’ün önderliğinde her türlü engeli aşarak uygar bir toplum haline gelişi, lâik ve demokratik cumhuriyet rejimi sayesinde mümkün olabilmiştir. İşte bize kazandırdığı bu değerler nedeniyle, lâik ve demokratik cumhuriyet rejimi, memleketimizin geleceği bakımından o derece önemlidir ki, Anayasamızda “Türkiye Cumhuriyeti’nin idare şeklinin Cumhuriyet olduğu” hükmünün değiştirilemeyeceği, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği ayrı bir anayasa maddesiyle teminat altına alınmıştır. Gençlerimiz ve her gelecek kuşak bilmelidir ki, bu vatanda kurduğumuz Cumhuriyet yönetimi, Atatürk’ün önderliğinde çok büyük fedakârlıklarla kazanılan bir ölüm kalım savaşından sonra gerçekleştirilmiştir. Bu büyük başarının arkasında binlerce şehidin, binlerce gazinin harcı vardır.

Bu bakımdan, kurulan bu büyük eserin her yönü ile gelişmesi, geliştirilmesi, doğabilecek her türlü tehlikeden titizlikle korunması, Cumhuriyet kuşaklarının Atatürk’e ve onun inkılâp arkadaşlarına borçlu olduğu kaçınılmaz bir görevdir. Cumhuriyet kuşakları, bu görevin bilinci içinde, kendilerine bırakılan emaneti daima koruyacaklar, Türkiye Cumhuriyeti’ni Büyük Önderin çizdiği yolda ebediyen yaşatacaklardır.




Cumhuriyet bayramı İle İlgili Kompozisyonlar


Cumhuriyet

Bir devlet ve hükümet biçimi olan cumhuriyet, en genel anlamıyla ulusun egemenliği elinde tuttuğu ve bunu belli süreler içinde seçtiği temsilcileri aracılığı ile kullandığı yönetim biçimidir. Cumhuriyet sisteminde egemenlik toplumun tümüne aittir. Bütün vatandaşlar devlet yönetimine eşit şekilde katılırlar. Devlet vatandaşların ortak iradelerinin bir sonucudur.

23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile yeni Türk Devleti kurulmuştu. Millet egemenliğine dayandığı ve demokratik bir yapıya sahip olduğu için, devletin isminin cumhuriyet olması gerekiyordu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 20 Ocak 1921’de kabul ettiği Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda “egemenliğin ulusa ait olduğu” belirtilmişti. Büyük Zafer’in kazanılmasından sonra 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılarak cumhuriyete giden yolda en önemli engel aşılmış oldu. Bütün bu gelişmeler yeni Türk Devleti’nin, rejiminin adının konmamış, başkanı seçilmemiş olduğu halde cumhuriyet olduğunu göstermekteydi.

29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilerek Anayasa’nın birinci maddesinin sonuna “Türkiye Devleti’nin yönetim şekli Cumhuriyettir” ibaresi eklenmiştir. 29 Ekim 1923’te cumhuriyetin ilan edilmesinde, ulusal egemenliğin gerçekleştirilmek istenmesi, saltanatın kaldırılmasından sonra ortaya çıkan devlet başkanlığı sorununun çözümlenmeye çalışılması, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla kurulmuş olan Yeni Türk Devleti’nin rejiminin belirlenmesi ve bu konudaki tartışmaların sona erdirilmek istenmesi, Yeni Türk Devleti’nin çağdaşlaştırılması ve Batılı devletlerde yaygın olan ulusal egemenliğin Türk milletine benimsetilmek istenmesi, 1923 sonbaharında hükümet bunalımının ortaya çıkması üzerine yeni hükümetin seçilememesi ve yürütme işlerindeki aksaklıkların giderilmek istenmesi gibi nedenler etkili olmuştur.

Cumhuriyetin ilan edilmesiyle, Yeni Türk Devleti’nin rejimi belirlenmiş ve bu konudaki tartışmalar sona ermiş, ulusal egemenliğin sağlanması yönünde en önemli adımlardan biri daha atılmıştır. Mustafa Kemal Paşa Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı seçilmiş, böylece devlet başkanlığı sorunu da kesin olarak çözüme kavuşmuştur.
29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilan edilişi tüm yurtta 101 pare top atışı yapılarak duyurulmuş, halk bu durumu sevinç gösterileri arasında coşku ile karşılamıştır. Resmi olarak bayram ilan edilmeden önce 1924 yılı 29 Ekim’inde yapılacak merasim devlet tarafından organize edilmiş ve buna ilişkin bir de kararname yayınlanmıştır. Bu ilk tören büyük bir özenle yapılmış, resmi tatil olması nedeniyle geniş bir katılım olmuştur.

Cumhuriyet Bayramı’nın kabulü ise Meclis’in 19 Nisan 1341 (1925) tarihli oturumunda gerçekleştirilmiştir. Cumhuriyet’in onuncu yılı kutlamalarına çok büyük bir özen gösterilmiş, önceki yıllara nazaran halkın katılımının daha yüksek olacağı bir kutlama programı hazırlanmıştır. Daha sonraki yıllarda bu kutlamalar her yıl aralıksız devam etmiştir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Türk’ün en özel bayramıdır.

Her yıl 29 Ekim’de düzenlenen törenlerle Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin değeri her geçen gün daha iyi anlaşılmakta, genç nesil Atatürk’ün ilkeleri ışığında daima ilerlemeyi hedeflemektedir.Milli duyguların en üst seviyeye çıktığı Cumhuriyet Bayramı törenlerine her yaştan insanın katılımı gözlemlenmekte, okunan kahramanlık şiirlerinde ve gazilerin katıldığı geçit törenlerinde duygu dolu anlar yaşanmaktadır. Atatürk’ün kurduğu ve Türk milletine emanet ettiği Türkiye Cumhuriyet’i O’nun deyimiyle “ilelebet payidar kalacaktır”



Haritası Olmayan Hazine 

Kalıplaşmıştı belki aklımızda. Oturduğumuz sıralarda öğrettikleri gibi kazıdık belleğimize. Ama yanlıştı. Aslında ne farklıydı cumhuriyet. İlkokulda sabahları okuduğumuz andımızdı, İstiklal Marşıydı cumhuriyet. Özgürlüğümü hür benliğimle haykırdığım, ruhumun yaşam tarzıydı. Anamdı, babamdı, sevdiğimdi, okulumdu…

Kısacası hayatımın bir parçasıydı. Yaşamak ne güzel değil mi bu gül bahçesinde? Özgürce, istediğin gibi… Her şeyi canının çektiği gibi yapmak hoş. Fakat bir de durup arkaya bakmak lazım. Geldiğin yola, tam arkana. Farkında mısın oradaki sisli havanın, çekilen acının? Görüyor musun bir elinde sancağı bir elinde süngüsüyle seni, senin geleceğini koruyan dedeni? Şimdi önüne dön. Güller içinde bir yol. Arkanda ise, toz duman bir özgürlük kavgası izleri. İşte gördüğün dikenli yol seni bu gül bahçesine getiren,ayaklarını yere sağlam bastıran yoldur. Şöyle bir otur. Otur ve düşün. Ne acılar, ne çileler çekilmiş şu uğurda. Biraz da özgür olabilmek için, düşündüklerimizi kısık sesle söylememek için ne savaşlar verilmiş Anadolu’nun dört bir yanında.

Dedeni askere yollarken bir damla bile gözyaşı dökmeyen mert annesini düşün. Ve onu düşünerek bak önüne, sağlam bak, tam önüne. Kimsenin ne dediği seni ilgilendirmesin. Kulaklarını kapat bağnaz düşüncelere ve senin yolunda gördüğünün tut elinden. Ama sakın unutma arkada yaşanmışları. Geçmişini, tarihini… Bu yola oradan geldiğini. Kolay kazanılmayan bir cumhuriyetin çocuklarıyız. Korumak istiyorsan cumhuriyetini hiç durma. Oturduğun sıradan başla işe, kullandığın tebeşirden, yürüdüğün yoldan, baktığın, gördüğün, duyduğun her şeyden. Bilmediklerini araştır ve duyur duyması gereken herkese. Çekebildiğin yere kadar yükseklere çek al bayrağı, tutabildiğin kadar yüksek tut İstiklal Marşı’nı okurken sesini.

Cumhuriyeti böyle koruyabilirsin, boş boş cumhuriyetçiyim diye bağırarak değil. Klasikleşmiş bir söz güzel tanımlar bunu: “Bize bu cumhuriyet dedelerimizden miras kalmadı. Biz onu torunlarımızdan ödünç aldık.” Gerçekten düşüncelerimiz böyle olmalı. Öyle bir korumalıyız ki; sanki en yakın arkadaşımızın emaneti gibi, dedelerimizin yıllar önce bu vatanı koruduğu gibi. Yapabildiğinin en iyisini yap şimdi. Unutma haritası olmayan bir hazinedir cumhuriyet. Ve bu hazineyi bulan hayatı boyunca daima zengin olur, hür yaşar.




29 Ekim İle İlgili Şiirler


Cumhuriyet 

Nice zahmet, nice emek,
Verdi sana bu millet!
En güzel şey hürriyet,
Ne güzelsin cumhuriyet. V
atandır yurdun adı,
İnmez Türk’ün bayrağı,
Atatürk’ün armağanı,
Ne güzelsin cumhuriyet.
İlkelerin temeli,
Milletin gözbebeği,
Kalmalısın ebedi,
Ne güzelsin cumhuriyet.



Cumhuriyet 

Severiz çağdaşlığı,
Cumhuriyettir temeli,
Medeniyet yolunda,
Kalmamalıyız geri.
Severiz eşitliği,
Cumhuriyettir temeli,
Adaletin yolunda,
Kalmamalıyız geri.
Severiz hürriyeti,
Cumhuriyettir temeli,
Özgürlüğün yolunda,
Kalmamalıyız geri.



Türkiye Cumhuriyeti 

Milletimin evi,
Bağımsızlık timsali,
Yaşayacak ebedi,
Türkiye Cumhuriyeti.

Yoktur eşi benzeri,
Ay yıldızdır deseni.
Yaşayacak ebedi,
Türkiye Cumhuriyeti.

Atatürk ilkeleri,
Aydınlatır geleceği.
Yaşayacak ebedi,
Türkiye Cumhuriyeti.

Herkes iyi bilmeli,
Çok sağlamdır temeli.
Yaşayacak ebedi,
Türkiye Cumhuriyeti.



Ne Mutlu ki Bizlere 

Ne mutlu ki bizlere,
Cumhuriyet var ülkemizde,
Ayrımcılığı yasaklayan,
Özgürlük var özünde

Ne mutlu ki bizlere,
Hür düşünce var ülkemizde,
Genci, yaşlısı herkesi,
Özgürce düşünmekte.

Ne mutlu ki bizlere,
Bilimsellik var ülkemizde,
Teknolojiyi yakalayan,
İmkânlar gelişmekte.

Ne mutlu ki bizlere,
Vatan sevgisi var ülkemizde,
Al bayrağı kucaklayan,
Türk milletiyiz işte!



29 Ekim Cumhuriyet Bayramı 

Faydalı zararlı ne?
Düştü Gazi’miz öne,
Sormazlardı kendine.
Koşup dururdu millet,
Sultanın emrine.
Böyle kalmışlık geri,
Uzun yollardan beri.
Düşman yok karşımızda,
Yabancılar girerken,
Hiç durmadan ileri.
Ata’mızın izinde,
Gittikçe daha zinde.
Dünyayı geçeceğiz;
Cumhuriyet devrinde.
Arka çevirip düne.
Otuz yıl önce bizi
Kavuşturdu bugüne.
Sultan yok başımızda,
Milletin hür sesi var;
Yükselen marşımızda.
Devrimler dizi dizi,
Dünya seyreder bizi
Hele bir dokun da gör;
Dalgalanmış denizi…

 Zeki OZAN



AKDENİZ’E DOĞRU 

Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti,
Zaferle kalbimize yazdık Cumhuriyeti…
Sakarya’dan su içtik o çelik süngülerle,
Yuvaları dağılmış bir avuç yılmaz erle.
“Hedef Akdeniz, asker!” diyen parmağa koştuk…
Zafer bahçelerinden gül koparmağa koştuk…
Yol gösterdi göklerden bize binlerce yıldız,
Kıpkızıl ufuklardan taştı al bayrağımız.
Koştuk aslanlar gibi kükreyip dağdan dağa
Canavarlar dişinden vatanı kurtarmağa.
Sakarya’dan su içtik o çelik süngülerle,
Yuvaları dağılmış bir avuç yılmaz erle.
Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti,
Zaferle kalbimize yazdık Cumhuriyeti…

 Ömer Bedrettin UŞAKLI



Atatürk ve Cumhuriyet 

Rabbimin armağanı batıdan doğan nurdun,
Sine-i millet ile önderi oldun yurdun,
Adım adım dolaşıp gereğini buyurdun,
Saygılar duyulan bir Türk gücünü duyurdun,
Gerçek bir dehaydın, hep bir adım önde durdun
Tertemiz ufkun gibi Cumhuriyeti kurdun.
Dağılan orduları ve halkını dererek,
O günkü imkanları önlerine sererek,
Gençliğine güvenip idealler vererek,
Sevgiyle toparlayıp Türk gücünü duyurdun,
Gerçek bir dehaydın, hep bir adım önde durdun,
Tertemiz ufkun gibi Cumhuriyeti kurdun.
Yaptığın mücadele yedi düvelle yarış,
Alamadı düşmanlar bu vatandan bir karış,
Seninle geldi zafer, sayende oldu barış,
Zaferler kazanarak Türk gücünü duyurdun,
Gerçek bir dehaydın, hep bir adım önde durdun,
Tertemiz ufkun gibi Cumhuriyeti kurdun.
Yıllar sonrayı görüp istikbal belirledin,
Devrimlerinle fersah fersah hep ilerledin,
Ekonomiyle sosyal hayatı da derledin,
İnkılaplar yaparak Türk gücünü duyurdun,
Gerçek bir dehaydın, hep bir adım önde durdun,
Tertemiz ufkun gibi Cumhuriyeti kurdun.
Vatan millet minnettar ve şükranlar borçluyuz,
Türk’üz mayamız sağlam çünkü demir harçlıyız,
Başka nişan istemez, Atam senle taçlıyız,
Ne mutlu Türk’üm deyip Türk gücünü duyurdun,
 Gerçek bir dehaydın, hep bir adım önde durdun,
Tertemiz ufkun gibi Cumhuriyeti kurdun...

Zeki İlyas KIZILIŞIK




ON BEŞ YILI KARŞILARKEN 

Kim derdi yarılsın da nihayet yerin altı,
Bir anda dirilsin de şu milyonla karaltı.
Topraklaşan ellerde birer meşale yansın.
Kim der ki şu milyonla adam birden uyansın.
Kim derdi seher yıldızı doğsun da bir evden,
Kaçsın da cehennemler o bir dalma alevden,
Canlansın ışık selleri olsun da o damla
Beş devletin öldürdüğü devlet bir adamla.
Kim der ki en son rakamlar da delirsin.
On beş asır on beş yılın eb’adına girsin.
Dünyaları bir fert evet oynattı yerinden,
Sarsıldı demirler evet azmin demirinden.
Mazi yıkılıp gitti evet fesli, kafesli:
Lâkin bugünün ey granit bünyeli nesli,
Bir şey ele geçmez şerefin sade adından.
Sen arşı bırak, varsa haber ver kanadından.
Gökten ne çıkar? Gök ha büyükmüş ha değilmiş,
Sen alnını göster ne kadar yükselebilmiş.
Gökler çıkabildin, uçabildinse derindir,
Tarihi kendin yazıyorsan, eserindir.
Bahsetme bugün sade dünün mucizesinden,
İnsan utanır sonra yarın kendi sesinden.
Asrın yaşamak hakkını vermez sana kimse;
Sen asrını üstünde izin varsa benimse;
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.

 Mithat Cemal KUNTAY









29 Ekim İle İlgili YORUM Yapabilirsiniz.












29 ekim önemi, 29 ekimin önemi ile ilgili yazı, belirli gün ve haftalar, 29 ekim neden kutlanır, 29 ekim anlam önemi şiiri, 29 ekim cumhuriyet bayramı şiirleri, cumhuriyet adı ile ilgili şiirler, cumhuriyet kompozisyonları, neden 29 ekim kutlanır yazıları, 29 ekim yazıları, 29 ekim anlamı kompozisyonları, 29 ekimde neler oldu açıklayınız, 29 ekimin önemli şiirleri, 29 ekim için şiirler, 29 ekim için yazılar, 29 ekim kompozisyonlar,

Kategori: , , , , , ,

0 yorum

loading...